Tercih tekniği bakımından istatistik ve matematik süreçlerin çok önemli olduğuna şahit oluyoruz. Her yıl sınava giren aday sayısı, uygulanan sınavın zorluk kolaylık derecesi ve sunulan okul kontenjanları az ya da çok değişiklik gösterebiliyor. İşte bu üç parametre okulların taban dilimlerinin ve taban puanlarının oluşmasında her yıl değişiklik olmasını da sağlıyor. Bu değişiklik elbette her zaman puan ve dilimlerin yükselmesine yol açmıyor bazen de düşmesine neden oluyor.
Eğer sınava katılan aday sayısı azalmışsa rekabet de azalıyor ve puanlar düşebiliyor ve öğrencinin bir önceki yıl daha zorlu bir başarıyla girdiği okula bir sonraki yıl daha az başarıyla girme şansı doğabiliyor.
Eğer sınav zor bir sınavsa öğrenciler daha düşük bir sınav performansı ile daha iyi dilimlerde yer bulabiliyorlar. Ya da sınav çok kolay olunca öğrenciler ön puan aralıklarında daha fazla yığılıp daha kötü dilimlerde pozisyon alabiliyorlar.
Okulların kontenjanlarının da yıldan yıla artması ya da azalması oluşacak taban puanlarda etkili. Bir yıldan diğer yıla kontenjanını artıran okullarda yerleşme şansı daha da artarken, kontenjanını azaltan okullarda iş daha zorlaşabiliyor.
Kontenjan değişikliklerine salt ilgili okul perspektifinden bakmak da doğru değil. Bazen okulun kontenjanı değişmemesine rağmen ondan daha üst sıralarda pozisyon alacak okulların kontenjanlarındaki değişimler kontenjanı hiç değişmemiş alt sıralardaki okulların taban dilimlerini de az ya da çok etkileyebiliyor.
LGS tercihleri daha çok yerel yani yaşanılan il ve ilçe ile sınırlı olduğu için yani üniversite tercihlerinde olduğu gibi farklı illere bir göç trafiği yaşanmadığı için ülke genelindeki artış ya da azalışların yerine bazen il genelinde ne olduğu çok daha önemli hale geliyor. Örneğin Anadolu liselerinin ülke genelinde kontenjanları azalmasına rağmen eğer bir ilde Anadolu lisesi kontenjanları artmışsa ülke genelindeki azalma o ilin taban dilim değerlerine çok da olumsuz yansımayabiliyor.
Tüm bu açıklamalardan sonra sadede gelelim.
İşte aşağıdaki linkte paylaştığımız tercih tablolarını tüm bu parametrelerin etkisini dikkate alarak çalıştık. Ülke genelinde her il ve her ilçedeki tüm liseler 2025 sınav sürecindeki başvuru sayıları, sınav sonuçları ve kontenjan dağılımları bakımından gelişen durumdan ne kadar ve nasıl etkilenebilir, dilimlerde ne yönlü bir değişiklik olabilir? Tüm bunları titizlikle çalıştık. Diğer bir ifade ile başından sonuna 2025’in sınav, sonuçlar ve kontenjan hikayesi 2024’te yaşanmış olsaydı ne olabilirdi sorusunun cevabını aramaya çalıştık.
Şunu bilmenizi isterim ki tablonun “YAKLAŞIK NE OLUR” sütununda verdiğim değerler bir 2025 öngörüsü değildir. Okulların taban puan ve dilimlerinin ne kadar olacağını bugünden bilmek öngörmek imkansız. Bunu öngörebilecek ne bir deneyime ne bir sezgiye ve ne de bir öngörüye sahibim. Ne olur dilimlerini “2025’te birebir bunlar olur, yandık bittik biz…” şeklinde okumamanız gerekiyor, bunu baştan altını çizerek hatırlatmış olayım.
Peki bu dilimler nereden çıktı hocam?
Eğer bu yılın öğrencilerini, uygulanan sınavlarını ve kontenjan dağılımlarını komple alıp 2024 yılına yapıştırsaydık ne olurdu? İşte bu değerler onun cevabı. Yukarıda da belirttiğim gibi dilim değişimlerini katılım azalması etkiledi, 719 birinci etkiledi, sınavın ilk yüzde 3 lük dilimindeki sıkışıklıklar ve öbeklenmeler etkiledi, Anadolu liselerindeki 3 bine varan kontenjan eksilmeleri etkiledi. O da yetmedi ildeki artan azalan kümülatif (yığınsal) kontenjanlar etkiledi. Sınav öğrencileri birinci, ikinci, üçüncü gibi sıralayabilseydi daha somut ve daha gerçekçi değerleri de bulabilirdik ama aynı puanı almış ve aynı sırada öbeklenmiş öğrenci toplulukları daha genel bir sonuç elde etmemizi sağladı.
Dünden beri en çok mor sütunlarla ilgili sorular geldi takipçilerimizden. Bu sütunlardaki verilerin hem oluşturulma yöntemini hem de kullanılma biçimini kısaca izah etmeye çalışayım.
Kontenjan durumu sütunlarındaki Türkiye farkı ve il farkı bilgileri şu anlama geliyor. Puan ve dilim değerlerine göre yüksekten düşüğe sıralanan bu okulların bulunduğu bölgeye kadar Türkiye genelinde ve il genelinde ne kadar kontenjan hareketliliği yaşanmış onu gösteriyor. Eksi değer ise eksilmiş artı değer ise kontenjanlar artmış olduğu anlamına geliyor. Üst dilimdeki bir okuldaki kontenjan değişiminin alt dilimdeki okula ne faydası ya da ne zararı olur diye düşünebilirsiniz. Haklısınız. Şöyle ki üst dilimdeki bir okulda 30 kişilik kontenjan eksilmişse oraya yerleşmesi gereken +30 öğrenci doğal olarak daha alt sıralarda konumlanan okullara yerleşiyor. Bu da bir domino etkisi yaratarak alt dilimlerdeki tüm okullara ama az ama çok yansıyabiliyor. İşte Türkiye geneli ve il farkları 2024’ten 2025’e kontenjan durumunun hal-i pür melalini size göstermek içindi. Burayı anladığınızı düşünüyorum.
Yaklaşık ne olur sütunu ise gerek ülke gerek il kontenjan değişimlerinin, sınavın sonuç dilimlerinde yaşanan öbeklenme ve trafiğin, bir de sınava katılım sayılarının 2024 yılında oluşan ve MEB’in tercih tablolarındaki minimum dilim değerlerine yansıması. İşin açıkçası bu değerlere olası bir kötü senaryo olarak da bakabilirsiniz. Bunlar asla 2025 yılının olası sonuçları ve dilim dağılımları değildir. Okulların taban puan ve dilimlerini sizin çocuklarınız belirleyecek biz değil. Her yıl bu günlerde tüm okulların taban puanı ve taban dilimi sıfırdır. Tercihler yapılır, yazan yazar, giden gider ve her okula yerleşen kontenjanın en sonundaki öğrenci o okulun taban puanını belirler. Bunların da oluşması sadece bu 3 teknik ayrıntıya bağlı değildir. Okulların bir yıl içinde yaşadıkları hikaye, algısındaki değişim, yönetimindeki profesyonellik veya kriz, öğrenci ve veli izlenimleri, ekonomik durum, ulaşım, konum… bir çok faktör bunda etkilidir. Bunu lütfen unutmayın.
Tablodaki kırmızı başlıklı (kızlar) sütunlar 2025 MEB tercih tablolarının içeriği ile birebir uyumludur. Mor başlıklar yukarıda da ayrıntılı izah etmeye çalıştığım gibi bizim dokunduğumuz bilgilerin olduğu sütunlardır. Turkuaz ve yeşil sütunlar da hiç bir yerde çat kapı bulamayacağınız bu okulların son sınıf ve eski mezunlarının 2024 YKS’de kaçının üniversitelere yerleştiğini gösteren sütunlardır. Yararlı olabileceğini düşündük.
Tabloları il ve ilçe olarak grupladık ve alfabetik bir dizin ile verdik. O ilçe grubunda ise en yüksekten en düşüğe doğru sıraladık ki performansa göre bakmanız kolay olsun.
Listelerde tüm iller, tüm ilçeler ve tüm okullar var. Kılavuzda ne varsa okul sayısı olarak değil ama bilgi olarak fazlası var.
Bu dosyayı isim ve emeğimize saygı duymadan paylaşanları ise son dönem grok’un mesajlarına havale etmekten başka bir şey gelmiyor elimden.
Umarım tercih sürecinizi kolaylaştıracak bir çalışma olur ve kararınıza yardımcı olur. Elbette tercihler tek puan diliminden ve tek tercih olarak yapılmıyor. Ne kadar geniş bir yelpazeden seçim yaparsanız şansınız o kadar artıyor. Listenin sonunu ne kadar sağlama alırsanız yerleşebilme olasılığınız da garanti hale geliyor.
Son bir hatırlatma, eğer yazıyı buraya kadar okuduysanız. Siz bu işi ciddiye alan sorumlu bir öğrenci ve velisiniz. Hata yapma riskini en aza indirdiniz diyelim.
Bir yanıt yazın